Mustafa Satıcı’nın Baltalı İlah karikatürlerini bilirsiniz. Baltalı İlah’ın bu hayattaki temel misyonu hevesinizi baltalamaktır. Örneğin, evinize harika bir sinema sistemi mi aldınız? Baltalı İlah gelir ve “Başta birkaç iyi film izlersin, sonra ver elini Show TV” diyerek hevesinizi baltalar. Ya da otobüsü beklemeye üşenip taksiye mi atladınız? Baltalı İlah arkanızdan “Senin otobüs bomboş gidiyor!” diye seslenir. Bize aldığımız kararın yanlış olabileceğini, alternatifleri yeterince değerlendirmediğimizi hatırlatır. Kaçan fırsatları yüzümüze vurur.
İktisada sosyal bilimlerin kasvetli kraliçesi derler. İktisatçılar da sosyal bilimlerin baltalı ilahlarıdır. Çünkü en temel ilkelerinden biri şudur: Yaptığımız her şey bir ödünleşme içerir. Yani, yaptığımız her şey, başka bir şeyden vazgeçmeyi gerektirir. İktisatçıların işlerinden biri, bize vazgeçtiklerimizi ve bunun maliyetini hatırlatmaktır. Tıpkı Baltalı İlah gibi! Bir karar mı verdiniz, iktisatçı hemen atılır ve sorar: Paranızı, zamanınızı, enerjinizi veya kaynaklarınızı daha iyi değerlendirebilir miydiniz? Fırsat maliyetini, yani kaçan en iyi fırsatın değerini, dikkate aldınız mı?
Bir şeyi yapmaya karar verdiğimizde başka şeylerden vazgeçtiğimizin farkında olsak da çoğu zaman fırsat maliyetlerini hesaba katmayız. Genellikle sadece görünür maliyetleri dikkate alırız. Örneğin, evimizi boyamak için yaptığımız harcamayı toplayıp maliyet hesabı yaparız ama bu işe harcadığımız zamanın değerini çoğu zaman unuturuz. İktisatçılar, başka türlü de kullanabileceğimiz bu zamanın değerini, yani fırsat maliyetimizi de hesaplamamız gerektiğini söyler. Evinizin boyası geldiyse ve bu işi kendiniz yapmayı planlıyorsanız, bunu bir düşünün. Hevesinizi baltalamak gibi olmasın ama zamanınız, boyacıya vereceğiniz paradan çok daha değerli olabilir.
Bugün 100 bin TL’si ile bir işe ortak olan ve 1 yılın sonunda bu işten 3 bin TL kazanmayı bekleyen biri, bu işten yıllık kazancının 3 bin TL olduğunu düşünecektir. Ancak, gerçek kazancı bundan çok daha azdır. Çünkü bu parasını başka türlü de kullanılabilirdi. Örneğin, o işe ortak olmak yerine, parasını bir bankaya yatırılabilirdi. Eğer bunu yapsaydı, diyelim ki, 1 yılda en az 5 bin TL getiri elde edecekti. Bu durumda, bu kişi, o işe ortak olarak 5 bin TL kazanmaktan vazgeçip, 3 bin TL’ye razı olmuş demektir. Dolayısıyla, aslında 2 bin TL kaybı vardır. Gördüğünüz gibi 3 bin TL kazandığını düşünen bu kişi, iktisatçılarla konuştuğu anda hevesi baltalanacak ve kaçan fırsatı dikkate almadığına bin pişman olacaktır.
Uzun lafın kısası, akılcı iktisadi kararlar almak isteyenlerin kaçacak fırsatları ve dolayısıyla fırsat maliyetini dikkate alması gerekir.
Bu yazı Wall Street Journal Türkiye’de yayınlanan Kamu Harcamaları ve Mars Seyahati başlıklı yazıdan alınmıştır.